25 Kas 2010

pişman olursun... ya / ya da


"evlenirsen, pişman olursun; evlenmezsen, yine pişman olursun; evlen ya da evlenme ,pişman olursun; ister evlen ister evlenme pişman olursun. dünyanın salaklıklarına gül geç, pişman olursun; gözyaşı dök, yine pişman olursun; dünyanın salaklıklarına gül geç ya da gözyaşı dök, pişman olursun;dünyanın salaklıklarına ister gül geç ister gözyaşı dök, pişman olursun. bir kadına inan, pişman olursun, inanma, yine pişman olursun; bir kadına inan ya da inanma pişman olursun; bir kadına ister inan ister inanma, pişman olursun. kendini as, pişman olursun; kendini asma, yine pişman olursun; kendini as ya da asma pişman olursun; kendini ister as ister asma pişman olursun. bu, beyler, bütün felsefenin toplamı ve özüdür. her şeyi sadece aeterno modo(sonsuza dek) görmem fakat spinoza'nın söylediği gibi sürekli aeterno modo yaşarım. böyle yaşadığını sanan pek çok kimse var, çünkü bir şeyi ya da ötekini yaptıktan sonra zıtlıkları birleştirir ya da bağdaştırırlar. fakat bu bir yanlış anlamadır; çünkü gerçek sonsuzluk ya /ya da'nın ardında yatmaz, önündedir. böylece onların sonsuzluğu, ıstıraplı bir geçici anlar dizisidir, çünkü iki katlı bir pişmanlıkla kendilerini yiyip bitirirler. benim felsefem hiç değilse kolay anlaşılır, çünkü tek bir ilkem var , üstelik ondan da hareket etmiyorum. ya/ya da'daki ardışık diyalektikle burada öne sürülen sonsuz diyalektik arasındaki farkı ayırt etmek gerek. ilkemden hareket etmiyorum derken bundan, ondan hareket etmiyorum'un zıttı anlaşılmamalı, bu sadece ilkemin olumsuz ifadesi olur, bundan anlaşılması gereken ; bunun ondan hareket etmek ile ondan hareket etmemenin aynı dercede zıttı olduğudur. ilkemden hareket etmiyorum, çünkü; eğer edersem pişman olurum, etmezsem yine pişman olurum. o yüzden, beni dinleyen saygıdeğer insanlardan biri ya da ötekine söylediğim şeyde bir şey varmış gibi geliyorsa bu ancak onların felsefe yeteneği olmadığını gösterir; eğer argümanım ilerliyormuş gibi görünüyorsa, bu da aynı şeyi gösterir. fakat hiçbir ilerleme katetmiyorsam da , şimdi beni takip edebilenler için felsefemin kendi içinde kalmasını sağlayan ebedi hakikatın sırrını açacağım. çünkü; eğer ilkemden hareket etseydim, durmam imkansız olacaktı, çünkü durursam, pişman olurdum, durmazsam yine pişman olurdum, vs. fakat hiç başlamadığım için, hiç duramam, sonsuz yolculuğum sonsuz duruşumla aynıdır. tecrübe göstermiştir ki felsefenin başlaması hiçbir şekilde zor değildir. alakası yok. felsefe hiçlikle başlar, dolayısıyla da her zaman başlayabilir. fakat hem felsefe hem de filozoflar için asıl güçlük durmaktır. benim felsefemde bu güçlük çözüldü; çünkü ben şimdi durduğumda, gerçekten durduğuma inanan olursa o zaman spekülatif anlayıştan yoksun olduğunu gösterir. çünkü şimdi durmuyorum, başladığım zaman durmuştum. bu nedenle felsefemin kısalık üstünlüğü var, ayrıca çürütülmesi imkansız; çünkü bana karşı çıkacak olan olursa, ona deli demek hakkımdır. böylece görülüyor ki filozof sürekli aeterno modo yaşar, kutsal sintenis gibi belli saatler sonsuza dek yaşamamıştır."


Søren Kierkegaard

21 Kas 2010

ben bir denizim...



Olduğum gibi kim görebilir beni
Ne rengim var benim, ne nişanım

Benim de bildiğim sırlar var diyeceksin ama
Hem o sırlarım ben, hem de o sırları saklayanım

Bu gönül ne vakit durulacak bilmem
Ama şu anda hiç kımıldamadan duran da benim
Yürüyüp giden de ben
Ben bir denizim, kendi varlığı içinde taşan
Uçsuz bucaksız, alabildiğine geniş, kıyısız, hür bir deniz...


-mevlana celaleddin-i rumi-

sayıklamalar... sayıklamalar...



bir an, sanki öylece, ansızın,
yontulurken kırılmış
bir mermer oluyorum
suretim yarım...

???

biten herşey güzeldir belki de
başlayan herşey muamma!

???

bir bulut bir bulut bir bulut daha...
her neyse en iyisi gökleri unut!

???

ben sadece sırılsıklam bir aşk için
bulutları sıkıyorum

???

sakar nehirler gibiyim
taşıp duruyorum
akıyorum benim olmayan denize...

???

kara kutu kayıp
artık hiçbir şey öğrenmeyi bekleme
gerçek olan ne ise
orada kaldı
ve sustu melekler...

         ç.b.