6 Ara 2014



MERDİVEN
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...


Ahmet HAŞİM

3 Tem 2014

MASAL KOKUSU

ben bu kapıları bir bir açarım açmasına ama kırarım 
şehzadelerle gitti ölü devin altın anahtarları 
masallara dönük yüzlerinizde o hiç eksilmeyen kaygu 
o donuk maviliği masal cennetlerinin 
bırakın işte gözleriniz alın işte yumruklarınız 
ama siz aptalsınız aptalsınız 

bir gün masallaşırsam görün işte cüceliğimi 
aktıkca büyüyen sulardı benim şarkılarda aradıklarım 
ben bu kapıları bir bir kırarım kırmasına ama siz korkaksınız 
daha çocuk bile değilsiniz siz 
devler çizersiniz altın sarayların kapılarına 
sonra durup ağlarsınız ağlarsınız 

bu kan sizin kanınız , evet ama ya siz kimsiniz 
neden böyle yorgunsunuz neden böyle aldatılmış 
alıcıkuşlar döner ürpertili etlerinize 
mumyaların gölgesinde piramitler dikersiniz 
atı otu iti eti bırakıp gerçek saraylarda 
sürülerle kaçarsınız kaçarsınız 

aktıkça büyüyen sulardı benim şarkılarda aradıklarım 


  -Hasan Hüseyin Korkmazgil- 




CANIM ALİYE, RUHUM FİLİZ

Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan bir kitap Canım Aliye, Ruhum Filiz. Sabahattin Ali'yi nişanlı, eş ve baba olarak tanımamızı sağlayan mektuplardan oluşuyor kitap.
 Sabahattin Ali bu kitaptaki mektuplarını hep Osmanlıca yazmış. Sadece kızı Filiz'e yazdığı mektuplar Latin harfleriyle yazılmış. Mektuplar 1935-1948 tarihleri arasındaki dönemi kapsıyor. 


Aziz Nesin için "şimdilik işleri tek başına Aziz Nesin'in üzerine bırakmama imkan yok . Henüz siyasi bakımdan da, mizah seviyesi bakımından da kontrole muhtaç " diye yazmış. 

"Ah Aliye, benim güzel, iyi kalpli Aliye'ciğim, bana bir daha sakın o mektubuna benzer mektuplar yazma. Ben hayatımda o kadar ağır laflar dinlemeye mecbur oldum, bunlara o kadar sessizce tahammül ettim ki sevdiğim, uğruna hayatımı bile verebileceğim bir insanın bana en ufak bir sitemi beni bugün fevkalade yaralıyor. Açık bir yaraya fiske vuruluyormuş gibi oluyor." 



"Bundan sonra hiç kimse sana benim kadar yakın olmayacak. beraber Almanca öğreneceğiz, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, beraber İngilizce dersi alacağız, ben kitaplar tercüme edeceğim, bunları beraber okuyacağız, neşeli ve kederli olacağız, ne olursa olsun, bütün bunlar hep beraber, hep ikimizin iştirakiyle olacak ve başka hiç kimse karışmayacak." 

"Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz."

"Sana neler yazayım ki sen neşe içinde yüzesin. Ben neşeyi senden öğreneceğim. Hayat ve felaketler beni o kadar gülmekten ve neşeden uzaklaştırdı ki kendimi, senin getirdiğin bu saadet dünyası içinde bile şaşkınlıktan kurtaramıyorum. O kadar talihin kahrına uğramışım ki hayatta bana da mesut olmak nasip olabileceğine inanamayacağım geliyor. Evde iki resmini de karşıma alarak saatlerce bakıyorum ve saadet adeta beni sarhoş ediyor. Sevinçten ağlamak istiyorum."