30 Eki 2010

"Yazıyorum çünkü içimde susturamadığım bir ses var..." sylvia plath



Dikey Dururum

Fakat yatay durmayı yeğlerdim.
Mineralleri ve anne sevgisini soğurarak
Her Mart pırıl pırıl yaprak açacak
Bir ağaç değilim ben; toprakta değil köklerim.
Payıma düşen Ah’ları cezbeden
Ve yakında yapraksız kalacağını bilmeyen
İhtişamla resmedilmiş bahçe tarhının güzelliği de değilim.
Ölümsüzdür bir ağaç, kıyaslandığında benimle
Ve bir çiçek başı daha bir irkiltir, uzun olmasa bile,
Birinin uzun ömrünü, diğerinin cüretini isterim.
Bu gece, yıldızların miniminnacık ışıkları altında,
Ağaçlarla çiçekler serin kokularını yaymakta.
Farkına varmaz hiçbiri, yürürüm aralarında.
Uyurken en mükemmel şekilde onlara
Benzemek zorundayım diye düşünürüm ara sıra –
Düşünceler bulanmakta.
Uzanıp yatmak, daha doğal geliyor bana.
Sonra gökle ben konuşuruz açıkca,
Ve faydalı olacağım ben en son kez yattığımda:
O vakit dokunur bana ağaçlar ilk kez, ve çiçekler zaman ayırır bana.

Sylvia Plath

4 Eki 2010


CAMBAZ

Yıkıntılar arasından kalkıp yürüdü cambaz

Gösterişten uzak dağınık saçlarıyla

Bir ip gerdi çok uzun bir mesafeye ve

Çok yükseğe

Değmeyin keyfine

Solgun bulutlara selam verip başladı yürüyüşe

Titrek kırmızı,

Huzursuz saatlerden fışkırdı ter

Gelip durdu gözlerinin en durusunda

Kelebek

Okunamıyor yüzdeki ifade

Kayboluyor derin çizgiler, damarlar

Nereye koşturuyor gayret atlarını

Kıpır kıpır gökyüzünde

Yola devam

Yola devam bitmedi nefesleri

Yorgun cambaz kimsenin ilgilenmediği gösterisiyle

Son adımlarını o kapıdan içeri attı.

                                                                                                                       Ç.B