fakat ben...
fırtına kopan suyu yüreğime serperek
sonsuz bir çölü umarsızca söndürdüm.
galiba son yudumu içerken
değil mi ki bir rüya açıklanabilir başka bir rüyayla
bir yalan örtülebilir
daha iyi bir yalanla
ve zamanın hiç merhameti yok geçip gider daima
fakat ben...
eninde sonunda yenilmeyi bir yazgı olarak benimseyen
ben yenilen ve yenildikçe bir zaferi büyütmeyi düşleyen
susuyorum
galiba.
bilinç ve uyuşma kolkola gidiyorken
şimdi hangi şarkıda yarım kaldığım
hangi sözde takıldığım gibi
bir muamma
karmakarışık yapıyor daha da daha da
suskunluğu
mırıltının isyanıyla doğrultunca başımı
ben aslında yani tamam bazen evet
hep böyle yıpranmış bir kitap gibi değilim
ve biliyor bütün sabahlar nasıl uyandığımı
fakat ben...
atılmış her adımda ensede bir nefes
korkunun titreterek vücuda yerleşmesi
ve bir besmele ile dilden dökülüşü...
fakat ben...
galiba...
kötü bir hamleyim oyunu kaybettiren.
ç.b.