20 Eyl 2010

HİÇ GİBİ...


türlü sarsıntılar yokluyor benliğimi. hayal etmekle tükenmeyen gelecek ürkütüyor şimdiki anımı... sonsuz gibi... hiç gibi...
bazen ilk adımım gibi basıyorum toprağa, sanki ilk ayak basışım yeryüzüne. daha dün kovulmuşum sanki. bu kadar şaşkın, bu kadar yabancı... oysa, oysa alıştığım herşey yerli yerinde. alışacak kadar uzun zaman geçirmişim bu mekanda.
hayatı gerçek anlamda karşılayacak bir sözüm yok benim... ya da var! varlığını benim de sezemediğim küçük, devrik, karışık sözler belki de.
kainatta, o koca kumbarada biriken sesler içinde benden kalanlar ne? biriktirmeye değecek kadar değerli sesler mi vermişim, yoksa...